Web sitemize hoşgeldiniz, 17 Mayıs 2024

Gelinliğin hikayesi

Eşinin kaybının ardından köyde tek başına yaşamak zorunda kalan hamile bir kadın vardı. Gündüzleri bağ bahçe işleriyle uğraşan kadın, akşamları evine dönerken yolda bulduğu yaralı gelinciği kucağına alıp eve getirdi. Bilinçli bir şekilde sevgi ve şefkat gösterdiği gelincik zamanla uysallaştı. Eve neşe getiren hamile kadının doğum yapmasının ardından, gelincik de yeni doğan bebeğiyle arasında güçlü bir bağ oluştu.

Kadın, tek başına tüm zorluklarla mücadele etmek ve çocuğuna bakmak zorunda olduğunu biliyordu. Bir gün, evde yalnız bıraktığı yavrusuyla birlikte çalışmak üzere bağa gitti. Yorgun bir günün ardından eve döndüğünde, gelinciği ağzı kanlı bir şekilde yerde yatarken buldu. Bu görüntü karşısında kadın, içsel bir çıkmaza sürüklendi. Gelincik, her ne kadar uysal görünse de, kadının içinde hep bir endişe taşımıştı.

Fakat bir gün, kadın eve döndüğünde gelinciğin yanında yatan yılanı fark etti. Panik içinde gelinciği kucaklayıp boğazını sıktı. Ancak o anda bebeğinin odasından gelen ağlama sesiyle donup kaldı. Odasına girdiğinde, beşiğinde gülümseyen bebeğini ve yılanı gördü. Bu an, kadının önyargılarından arınarak hayatın içindeki gerçekleri anlamasına vesile oldu.

Albert Einstein’in ifade ettiği gibi, “İnsanlardaki önyargıyı parçalamak, benim atomu parçalamamdan çok daha zor.” Önyargılı davranmak, anlık duygularla hareket etmek insana zarar verir ve geri alınamayacak hatalara yol açabilir. Hikayemiz, hepimize bir ibret olabilir ve ön yargılardan kaçınmamız gerektiğini hatırlatır umarım.

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Konuya Geri Dön: Gelinliğin hikayesi

BU RESMİ SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz